SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar

iMAN BAHSİ

<< 18 >>

DEVAM: 6- YÜCE ALLAH'A, ONUN RESULÜNE (Sallallahu aleyhi ve Sellem), DİNİN ŞERİATLERİNE İMAN ETMEK, DİNE DAVET VE O'NA DAİR SORU SORMAK, O'NU KORUMAK VE DİNİ ULAŞMADIGI KİMSEYE TEBLİĞ EDİP, ULAŞTIRMANIN EMREDİLDİĞİ BABI

 

26 - (18) حدثنا يحيى بن أيوب. حدثنا ابن علية. حدثنا سعيد بن أبي عروبة، عن قتادة، قال: حدثنا من لقي الوفد الذين قدموا على رسول الله صلى الله عليه وسلم من عبدالقيس. قال سعيد: وذكر قتادة أبا نضرة، عن أبي سعيد الخدري في حديثه هذا؛ أن أناسا من عبدالقيس قدموا على رسول الله صلى الله عليه وسلم فقالوا: يا نبي الله! إنا حي من ربيعة. وبيننا وبينك كفار مضر. ولا نقدر عليك إلا في أشهر الحرم فمرنا بأمر نأمر به من وراءنا، وندخل به الجنة، إذا نحن أخذنا به. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "آمركم بأربع. وأنهاكم عن أربع. اعبدوا الله ولا تشركوا به شيئا. وأقيموا الصلاة. وآتوا الزكاة. وصوموا رمضان. وأعطوا الخمس من الغنائم. وأنهاكم عن أربع. عن الدباء. والحنتم. والمزفت والنقير". قالوا: يا نبي الله! ما علمكم بالنقير؟ قال: "بلى. جذع تنقرونه. فتقذفون فيه من القطيعاء"(قال سعيد: أو قال "من التمر) ثم تصبون فيه من الماء. حتى إذا سكن غليانه شربتموه. حتى إن أحدكم (أو إن أحدهم) ليضرب ابن عمه بالسيف". قال وفي القوم رجل أصابته جراحة كذلك. قال وكنت أخبأها حياء من رسول الله صلى الله عليه وسلم. فقلت: ففيم نشرب يا رسول الله؟ قال: "في أسقية الأدم، التي يلاث على أفواهها" قالوا: يا رسول الله! إن أرضنا كثيرة الجرذان. ولا تبقى بها أسقية الأدم. نبي الله صلى الله عليه وسلم لأشج عبدالقيس "إن فيك لخصلتين يحبهما الله. الحلم والأناة".

 

[:-118-:] Bize Yahya b. Eyyub tahdis etti. Bize İbn Uleyye tahdis etti. Bize Said b. Ebi Arube, Katade'den şöyle dediğini tahdis etti: Bize Rasulullah (s.a.v.)'in huzuruna Abdulkays'den gelen heyet ile karşılaşan birisi tahdis etti. Said dedi ki: Katade'de bu hadisi rivayetinde Ebu Nadra'nın, Ebu Said el-Hudri'den (1I48a) naklen; Abdulkayslılardan bir grup kimse Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna gelip: Ey Allah'ın Nebisi, biz Rabia'dan bir kabileyiz. Bizimle senin aranda Mudar kafirleri vardır. Senin yanına ancak haram aylarda ulaşabiliriz. Bu sebeple sen bize arkada bıraktıklarımıza emredeceğimiz ve kendisini yerine getirdiğimiz takdirde onunla cennete gireceğimiz bir emir buyur, dediler.

 

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Size dört şeyi emrediyar, dört şeyi yasaklıyorum: Allah'a ibadet edin, ona hiçbir şeyi ortak koşmayın, namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, ramazanı tutun, ganimetIerin beşte birini verin. Size (şu) dört şeyi de yasaklıyorum: Dubba'yı, hantem'i, müzeffet'i ve nakir'i."

 

Heyetlekiler: Nakir'i de biliyor musun, dediler. O: "Evet, nakir sizin oyduğunuz bir ağaç kütüğünün adıdır, onun içine küçük hurmaları bırakırsınız." Said dedi ki: Yahut: -Küçük hurma türünü- dedi. "Sonra da içine su koyarsınız. Nihayet kaynaması (köpürmesi) dinince onu içersiniz. Hatta sizden biriniz -yahut onlardan biri- amcasının oğlunu kılıçla vurur. "

 

(Ebu Said) dedi ki: Heyettekiler arasında bu şekilde bir yara almış bir adam da vardı. O adam dedi ki: Ben onu Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den utandığım için o yarayı gizliyordum. Ey Allah'ın Rasulü peki hangi kaplarda içelim, dedim. O: "Ağızları bağlanabifen deri kaplarda (için)" buyurdu.

 

Heyettekiler: Ey Allah'ın Nebisi! Bizim topraklarımızda çokça sıçan var ve orada deri su kırbaları kalmaz, dediler. Allah'ın Nebisi: "İsterse sıçanlar onları yesin, isterse sıçanlar onları yesin, isterse sıçanlar onları yesin" buyurdu.

 

(Ebu Said) dedi ki: Allah'ın Nebisi Abdulkays'ın Eşec'ine: "Şüphesiz sende Allah'ın sevdiği iki haslet vardır. Bunlar vakar ve ağırbaşlılıktır" buyurdu.

 

 

Bu hadisi yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 4375

 

NEVEVİ ŞERHİ İÇİN TIKLA

 

A.DAVUDOĞLU

AÇIKLAMA: Hadîsin ravilerinden Said b. Ebî Arube ömrünün sonuna doğru bunamış ve bildiği hadisleri karıştırmağa başlamıştır. Kaide icabı böylelerin sağlamken rivayet ettikleri makbul, bunadıktan sonra rivayet ettikleri ile hangi devirde rivayet ettikleri şüpheli olanlar merduddur. S a h î h a y n 'da bu gibi zevattan rivayet edilen hadîsler sıhhat devirlerine, yani bunamazdan önceki zamanlara aid kabul edilir.

 

Gelen hey'etin : Nakîr hakkında ma'lumatın var mıdır?» diye sormaları, onu bilmediğini zannettikleri içindir. Çünkü   Resulullah (S.A.V.)'in yaşadığı yerlerde bu kap kullanılmazdı.

 

Hey'etin içindeki yaralı zatın ismi Cehmü'bnü Kuşem 'dir. Bu zat tıpkı Resulullah (S.A.V.)'in buyurduğu şekilde sarhoş olan amcası oğlu tarafından bacağından yaralanmıştı. Onun için de Nebi (S. A. V.)'den utanıyor ve yaralı olduğunu ondan gizliyordu. Lakin   Fahr-ı    kainat    (S.A.V.) efendimiz nübüvvetine bu da bir nîşane olmak üzere haber vererek mezkur yarayı olduğu gibi anlattı.

 

Cirzan: Cürazın cem'idir. Manası bazılarına göre bir nevi* faredir. Diğer bazılarına göre erkek farelerdir. Mutlak surette faredir diyenler de vardır,

 

 

27 - (18) حدثني محمد بن المثنى وابن بشار. قالا: حدثنا ابن أبي عدي عن سعيد، عن قتادة؛ قال: حدثني غير واحد لقي ذاك الوفد. وذكر أبا نضرة عن أبي سعيد الخدري؛ أن وفد عبدالقيس لما قدموا على رسول الله صلى الله عليه وسلم. بمثل حديث ابن علية. غير أن فيه "وتذيفون فيه من القطيعاء أو التمر والماء" ولم يقل(قال سعيد أو قال من التمر).

 

[:-119-:] Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar (l/49a) tahdis edip dediler ki: Bize İbn Ebi Adiyy, Said'den tahdis etti. O  Katade'den şöyle dediğini nakletti: Bana o kafile ile karşılaşmış birden çok kişi tahdis etti. Sonra Ebu Nadra'nın Ebu Said el-Hudri'den rivayetini zikredip, Abdulkayslılar heyeti RasuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna gelince diyerek hadisi İbn Uleyye'nin rivayet ettiği gibi rivayet etti. Ancak onun rivayetinde içine küçük hurmalardan -yahut hurmadan- "ve su karıştırırsınız" buyurduğunu söyledi. Ayrıca: Said dedi ki: Yahut o "hurmadan" dedi, ibaresini zikretmedi.

 

 

Bu hadisi yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 4375

 

NEVEVİ ŞERHİ: "Her ikisi de bize İbn Adiyy tahdis etti" ibaresinde geçen İbn Ebu Adiyy de Ebu Adiyy künyeli zatın kendisidir.  "Bize Ebu Asım, İbn Cureye'den tahdis etti." Ebu Asım'ın adı ed-Oahhak b. Mahled en-Nebil'dir. İbn Cureye'in adı ise Abdulmelik b. Abdulaziz b. Cureye' dir.

 

 

28 - (18) حدثني محمد بن بكار البصري. حدثنا أبو عاصم، عن ابن جريج. ح وحدثني محمد بن رافع واللفظ له. حدثنا عبدالرزاق. أخبرنا ابن جريج. قال: أخبرني أبو قزعة؛ أن أبا نضرة أخبره، وحسنا أخبرهما؛ أن أبا سعيد الخدري أخبره؛ أن وفد عبدالقيس لما أتوا نبي الله صلى الله عليه وسلم قالوا:

 يا نبي الله! جعلنا الله فداءك. ماذا يصلح لنا من الأشربة؟ فقال "لا تشربوا في النقير" قالوا: يا نبي الله! جعلنا الله فداءك. أو تدري ما النقير؟ قال "نعم. الجذع ينقر وسطه. ولا في الدباء ولا في الحنتمة وعليكم بالمُوكَى".

 

 

[:-120-:] Bana Muhammed b. Bekkar el-Basri rivayet etti. (Dedi ki:) Bize Ebu Asim, İbni Cüreyc'den rivayet etti. H.    Bana Muhammed b. Bafi' dahi rivayet eyledi. Bu lafız onundur. (Dedi ki): Bize Abdürrezzak rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. Dedi ki: Bana Ebu Kazea kendisiyle Hasan'a Ebu Nadra'um haber verdiğini söyledi ikisine de Ebu Said-i Hudri'nin kendisine şunu haber verdiğini söylemiş:

 

Abdulkayslılar heyeti Allah'ın Nebisine (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelince, ey Allah'ın Rasulü Allah için sana feda olalım. İçeceklerden neyi içmemiz uygun olur, dediler.

O: "Nakirde içmeyin" buyurdu. Onlar: Ey Allah'ın Nebisi, Allah için sana feda olalım, nakirin ne olduğunu da biliyor musun, dediler. O: "Elbette, o ortası oyulan ağaç kütüğüdür. Dubba'da da, hanteme'de de içmeyin. Ağzı kapatılan kaplardan içmeye bakın" buyurdu.

 

 

Yalnızca Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 4355

 

NEVEVİ ŞERHİ İÇİN TIKLA

 

AÇIKLAMA: Bu hadîsin isnadı müşkilattan sayılmıştır. Bu sebebîe hadîs imamlarının onun hakkındaki sözleri birbirini tutmamaktadır. Hatta bir çok hadîs hafızları bu babta hataya düşmüşlepdir. Meseleyi imam Ebu Musa el-Isbahanî bir cüz kitab yazarak güzelce tahkik ve izah etmiş; sonra onu İbni Salah kisaîtmıştır.

 

Mezkur tahkikden anlaşıldığına göre bu hususta hataya düşenlerden sahih-i Müslim Ibiri Ebu Nuaym-ı îsbahan'î'dir. Bu zat Sahih-i Müslim üzerine te'lif ettiğinde «Bana Ebu Kazea haber verdi ki, Ebu Nadra ile Hasan'a, Ebu Said-i Hudrî'nin kendisine şu hadîsi haber verdiğini bildirmiş.» demektedir.. Şu halde hadisi Ebu Said"den, Ebu Kazea işitmiş ve onu Ebu Nadra ile Hasan’a rivayet etmiş oluyor ki, bunun hata olduğu şüphesizdir.

 

İkinci hatayı yapanların başında Ebu Alî el-Gassanî gelir. Gaesanî imam Müslim'in buradaki rivayetini reddederek :

 

«Bana Ebu Kazea haber verdi Ebu Nadra ile Hasen, Ebu Said'in ona (Ebu Nadra'ya) haber verdiği hadisi kendisine ikisi haber vermişler demiş.»

 

Demek oluyor ki Hz. Ebu Said-i Hudrî (R.A.)'dan hadîsi yalnız Ebu Nadra işitmiş; fakat Ebu Kazea'ya Hasan'la birîikde rivayet etmişler. Filhakika Gassani'nin iddiası budur. Bu babta bir çok hafızlar Gassani'nin izinden gitmişlerdir. Hatta onlara göre buradaki Hasan 'dan murad: Hasan-ı Basri'dir. Halbuki mesele onların dediği gibi değil, Müslim'in rivayet ettiği gibidir. Yani hadîsi Hz. Ebu Said (R.A.)'dan Ebu Nadra işitmiş ve onu Ebu Kazea ile Hasan'a rivayet etmiştir. Hafız Ebu Musa el-İsbahani'nin beyanına göre burada zikri geçen Hasan, Hasan b. Müslim'dir. îbni Cüreyc mezkur Hasan 'dan buradaki hadîsden başka hadîsler de rivayet etmiştir,

 

Ebu Mes'ud ed-Dımeşki ile diğer bazı ulema hadisin senedinden Hasanı çıkarmışlardır. Zira zikri, işkale yol açmasına rağmen rivayete bir dahlü tesiri yoktur, cümlesinden murad: «Allah seni belalardan korusun» demektir.